TARİHTEN BUGÜNE TÜRK KADINI VE TÖRE
( islamiyetteki kadın ve Türk Töresindeki kadın )
1-Türklerin en eski destanlarından biri olan Yaratılış Destanı’nın da Yaratan’a ilham veren ”Ak Ana ” adında ki kadındır.
2-Oğuz Kağan Atamızın kutlu eşlerinden biri mavi bir ışıktan, diğeri kutsal bir ağaçtan doğmuş olağanüstü kadınlardır.
3-Bilge Kağan kitabesinde Kağan ”Sizler Anam Katun, Büyük Annelerim, Hala ve Teyzelerim, Prenseslerim.” sözleri ile hitabına başlar.
4-Eski Türk inancına göre ”Han ile Katun” gök ve yerin evlatlarıdır. Kadının yeri yedinci kat göktür.
5-Eski Türk destanlarında kadın erkeğinin her daim yanındadır. Kadın erkeğinin güç ve ilham kaynağı kabul edilirdi.
6-Türk kültüründe destan kahramanları iyi ata binen, iyi savaşan, iyi kılıç kullanan kadınlarla evlenmek istemektedirler. Örnek olarak Korkut Ata’nın Bamsı Beyrek hikayesindeki Banu Çiçek Katun’u verebiliriz.
7-Eski bir Türk atasözü; ”Birinci zenginlik sağlık,ikinci zenginlik iyi bir kadın.”
8-Savaşta kadınların düşman eline geçmesi büyük bir utanç sayılırdı.
9-Oğuz Kağan destanından öğrendiğimize göre töre gereği ırza tecavüzün cezası ölüm veya gözlere mil çekilmesiydi. Arap gezgini Ahmed bin Fadlan,Türklerin tecavüz suçlusunun bacaklarından çapraz bağlanmış iki ağaca bağladığını ve ipin kesilmesi sureti ile bacakların ayrıldığını hatıralarında belirtir.
10-Yine Arap gezgini olan İbn’i Batuta şöyle der ” “Burada tuhaf bir hale (Araplar için tuhaf tabi) şahit oldum ki o da Türkler’in kadınlarına gösterdiği hürmetti. Burada kadınların kıymeti ve derecesi erkeklerinden daha üstündür.”
11-Kağanın buyrukları yalnız “Kağan buyuruyor ki” ifadesiyle başlamışsa geçerli kabul edilmezdi.
12-Yabancı devletlerin elçilerinin kabulünde hatun da hakanla beraber olurdu. Tören ve şölenlerde kadın, hakanın solunda oturur siyasi ve idari konumlardaki görüşlerini beyan ederdi. Mesela büyük
Hun İmparatorluğu adına Çin ile ilk barış antlaşmasını Tanrıkut Mete Han’ın Katunu imzalamıştır.
13-Ebul Gazi Bahadır Han, Secere-i Terakime’de, Oğuz ilinde, yedi kızın uzun yıllar beylik yaptığını anlatmaktadır.
14-Kadının yüceliği Altay Dağları’nın en yüksek tepesine “Kadınbaşı” ismi verilerek yaşatılmıştır. (Muhteşem bir örnek)
15-Eski Türklerde kadın miras hakkına sahipti. Kadının kendine ait mülkü mevcuttu. Kadının bunu istediği gibi kullanma hakkı vardı. (Bir de İslam hukukundaki miras hakkına bakın kıyaslayın!)
16-Eski Türklerde koca karısını boşayabildiği gibi, kadın da kocasını boşayabilirdi. (İslam’da sadece erkek “boş ol” diyebilir)
17- Türk gelenek ve adetleriyle Müslümanlığın getirdiği kuralları karşılaştırırsak ne demek istendiğini daha iyi anlayabilirsiniz.İşte Türklerin Müslüman Arap olamamalarının nedenleri:
TÜRKLERDE KADIN
Türklerde kadınlar Ülke yönetimde ve evde söz sahibidir. Anaerkil bir aile yapısı vardır. Kadın ve erkek eşit yükümlülükler üstlenirler. Ailede erkekte kadında eşit ölçülerde aileyi yönetir. Kadın çalıştığı için erkeğin bakımına ihtiyacı yoktur. Türk kadınları saygı ve sevgi görür yüceltilir. Türklerde kadınlar ve erkekler birlikte çalışırlar. Ailenin yürütülmesini beraber sağlarlar. Göç kurar hayvan otlatırlar. Kılıç kuşanır,silah ve ok kullanır kadın erkek beraber savaşır. Türkler kadınlar ve erkekler birlikte yemek yerler. Toplum içinde bir arada oturur sohbet ederler, Bir arada eğlenir, oyun oynarlar. TÜRKLER DE KADINLARA CİNSEL META OLARAK BAKILMAZ. Erkek kadın ayrımı Türklerde yoktur ve tarih boyunca hiç olmamıştır. Kadınları ve kızları için can verirler savaşırlar.
MÜSLÜMAN ARAPLARDA KADIN
Müslümanlarda ise Ataerkil bir yapı vardır. Ailenin tek hakimi erkektir. Erkek ne derse o olur. Kadınlar ülke yönetimine ve evdeki yönetime katılma hakkına sahip değillerdir. Müslüman Araplarda haremlik selamlık vardır. Eşler dışında erkekler ve kadınlar aynı yerde bulunamaz. Müslümanlarda Kadın tamamen örtünür ve erkeğin arkasından takip eder, yanında yürüyemez. Müslüman kadınları diğer erkeklerin görmesi yasaktır. Kadının evden kocası yada oğlu yanında olmadan çıkması dinen yasaktır. Kadın sadece cinsel öğe olarak düşünüldüğü için erkeğin nefsini uyandırır diye örtünmesi istenir. İslam da erkek maddi gücün yettiğince sayısız kadınla evlenebilir. Sayısız köleyi cariye edinebilir. Kadınlar Savaşta veya başka bir şekilde kocası öldüğünde bir yeteneği ve çalışma izni olmadığından başkaları tarafından nikahlarına alınırlar cariye ( köle – hizmetci ) olurlar .Erkek kadını dövme hakkına sahiptir. Erkekler kadını boşama hakkına sahiptir.Kadının boşanma hakkı yoktur. Kuran da mirasta kadın erkeğin yarısı kadar pay alırlar. Kadınlar kurana göre akıllı görülmediklerinden kadının şahitliği kabul edilmez. Müslümanlarda evlilikte kızlarda alt yaşı sınırı yoktur. Küçücük kızlarla evlenmek serbestir, örneğin islam’ın peygamberi olan ( muhammed’in ellisinde, dokuz yaşındaki aişe’yi nikâhına, oniki yaşına geldiğinde de yatağına almasının örneğinde olduğu gibi ) . Erkek kadını yedirip giydirmek yükümlülüğünü yerine getirip üzerinde her hakka sahiptir.
Sonuç: Atalarımızın kadına verilen değeri tüm açıklığıyla gördük. Eğer Türk Milleti İslamiyete kapılmasaydı bugün dünyanın en medeni, en uygar ve en eşitlikçi toplumu Türklerdi. Türk Kadını için kötü günler müslümanlıkla beraber başlamıştır. Yinede Türklüğün verdiği kültürel farklılıkla Türk kadınları Arap kadınları kadar aşşağılanmamıştır yinede eskisi kadar olmasa da değer görmüştür. Günümüzde Türk kadınına verilen değerin kaynağı Müslümanlık değil !!! binlerce yıllık Türk kültürüdür. Bunun aksini kimse iddia edemez. Törenin Türkler üzerinde ahlaki ve eşitlikci değerleri tarihten bu güne değin belleklerimiz ve vicdanlarımızda kalarak yaşamış bizlere doğru yolu göstermeye devam etmeyi sürdürmüştür. Bunu bazılarımız unutup anlamasakta bu gerçek bizim Türk oluşumuz ile ilgilidir genlerimiz ve, damarlarımızda akan o asil kan ile benliğimizde kesinlik ile mevcuttur.
DERLEYEN : Ferhat Ayvaz.
Bizi Seçdiyiniz üçün təşəkkür edirik